İZMİR'E İLK GİREN, TÜRK BAYRAĞINI İLK ÇEKEN TÜRK KOMUTANI YÜZBAŞI ŞERAFETTİN BEY

İZMİR'E İLK GİREN, TÜRK BAYRAĞINI İLK ÇEKEN TÜRK KOMUTANI YÜZBAŞI ŞERAFETTİN BEY 

__Balkona çıktığında göğsündeki kanın bulaştığı bayrağı gözyaşları içinde göndere çeken Yüzbaşı Şerafettin, o dakikaları, ''Yaraları kim düşünür, ölsem ne gam. İzmir'i kurtarmıştık ya. Bu şerefin öncüleri biz olmuştuk ya'' diye anlattı. _

Ordu, Mustafa Kemal'in tarihi emriyle adeta İzmir'e akarken İkinci Süvari Tümen Komutanı Yarbay Zeki (Tümgeneral Zeki Soydemir), öncü olarak Birinci Süvari Alayı'nı görevlendirdi. Öncü olma görevi de İkinci Tümen, Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafettin'e verildi.
Yüzbaşı Şerafettin özel arşivinde, bu anı “İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri' emrini almıştık. Anlatılmaz bir hızla mesafeleri aşıyor, İzmir'e doğru uçuyorduk. Kaçan düşman köyleri, kasabaları yakıyor, intikamını sivil halktan alıyordu. Adım başı rastladığımız yürekler acısı manzara, hızımızı büsbütün artırıyordu” diye anlattı. 9 Eylül sabahı saat 09.00'da Bornova'ya giren genç yüzbaşı, Halkapınar'a doğru yürüdü. Bir Rum'a ait Tuzakoğlu Fabrikası önünde baskın kuşkusunu taşıyan yüzbaşı, birliğin önüne tüfekleriyle koşan 8 er yerleştirdi. Kuşkular doğru çıktı, bir anda müfreze fabrikadan ateş yağmuruna tutuldu. Burada şehit verilen 4 erin başlarının İzmir'e dönük olduğu görüldü. Yürüyüşüne devam eden müfreze, yönünü Alsancak'a çevirdi, dolu dizgin, yalın kılıç 80 kişilik kuvvetle şehre akmaya başladı. Müfrezesinin başında kente saat 10.30'da giren Yüzbaşı Şerafettin, Kordon'a kurşun ve şarapnel yağmuru altında 40 askerini kaybederek ulaştı.
Süvariler, dört nala Kordonboyu'ndan Pasaport İskelesi'ne geldiklerinde, bir Rum'un attığı bomba, Yüzbaşı Şerafettin'in atının önünde patladı. Omzuna ve koluna şarapnel parçaları isabet eden yüzbaşı, parçalanan atını değiştirerek, yoluna devam etti.
Hükümet Konağı'nın önündeyse makineli tüfek ateşiyle karşılaşan Yüzbaşı Şerafettin'i, burada göğsüne isabet eden mermiler de durduramadı. Atından inen Şerafettin Bey, bir gencin uzattığı Türk Bayrağı'nı alıp, göğsüne soktu ve sendeleyerek Hükümet Konağı'na yöneldi. Ama burada bir sürprizle karşılaşan yüzbaşı, kapının kilitli olduğunu gördü. Emir subayı Süvari Teğmeni Ali Rıza Bey, yan kapının zincirini kırarak yol açtı. Bir kaç dakika içinde binanın üst katında görev tamamlandı. Böylece 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgaliyle başlanılan nokta, 3 yıl 3 ay 24 gün sonra 9 Eylül 1922 günü kurtuluşuna mekan oldu.

Balkona çıktığında göğsündeki kanın bulaştığı bayrağı gözyaşları içinde göndere çeken Yüzbaşı Şerafettin, o dakikaları, ''Yaraları kim düşünür, ölsem ne gam. İzmir'i kurtarmıştık ya. Bu şerefin öncüleri biz olmuştuk ya'' diye anlattı.
Pro. Dr. Kemal Arı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder